Günümüzde oyunculuk anlayışı, online ve offline oyunculuk şeklinde iki ana akım etrafında gruplanıyor. İnternetin hızı ve bant genişliğinin düşük olduğu dönemlerden beri kendini belli eden bu durum, gelecekte ise tamamen online oyunculuğa yönelecek gibi duruyor.

Bu iki akımın farkını açıklayacak olursak;

1-Tek başına oyun oynamak – Offline Oyunculuk

Bütün gün çalıştınız, okuldaydınız ya da başka benzer bir durum. İnsanlarla yoğun bir şekilde iç içe oldunuz ve bu durumdan kaçıp, tek başınıza kalıp kafa dağıtmak istiyorsunuz. Oyunların tek oyuncu seçeneği üzerinden ve herhangi bir sosyal etkileşime girmeden bireysel şekilde oyun oynamaya “Offline Oyunculuk” deniyor.

2-Çok oyunculu ortamlar – Online Oyunculuk

Oyun sunucuları üzerinden birçok farklı oyuncuyla birlikte oyun oynama eylemine “Online Oyunculuk” deniliyor. Bu daha çok arkadaş çevresini, hobilerini vb. sosyal bağlarını Online ortamlar üzerinde kuran ve buralardan yeni insanlara ulaşan, oyunu sosyalleşme aracı olarak kullanan insanların tercih ettiği bir tarz. Günümüzde Facebook gibi sosyal mecralarda başlayan arkadaşlık ortamı, oyunların içinde de devam ediyor.

Peki “Sunucu Barındırma” konusu oyunculuk kavramının neresinde saklı?

Online oyunculukta bilgisayar sisteminizin ne kadar iyi olduğunun yanı sıra iki farklı şey daha önemli. Bunlar;

Gerçi ikinci seçenek sizi çok etkilemiyor. Biz MENA (Orta Doğu – Kuzey Afrika) olarak konumlanan bir yerde olduğumuz için Amerika, İngiltere, Rusya ve Avrupa gibi merkezi sunucu noktalarına coğrafi olarak uzağız. Yakın coğrafyamızda bir oyun sunucusunun olup olmadığı ise üstteki iki şeyi etkileyen önemli bir faktör.

Bir oyunun multiplayer, yani çoklu oyuncu popülasyonu, bir ülkede, bir bölgede ya da çevre bölgelerle yeterli sayıda değilse, orada sunucu da açılmaz. Örneğin, Counter-Strike’da Türkiye’nin Avrupa’ya erişimi ortalama 60-70 ms (Milisaniye). (İyimser bir yaklaşım ile en iyi milisaniyeler bunlar. Bazen 100 ve üzeri de olabiliyor.) Oysa bu sunucu Türkiye’de olsa erişim 15 ms civarında hatta belki daha da düşük olacak. Böylelikle çok daha hızlı erişim sağlanabilecek.

 Bu değer bizim için neyi ifade ediyor?

Oyunda bir hamle yaptınız, bir tuşa bastınız ya da bir site üzerinden mesaj göndermeye çalışıyorsunuz. Yukarıda bahsettiğimiz “ms” ile ifade edilen sayı ne kadar artarsa, sizin bilgisayarınızdan çıkan verinin sunucuya ulaşması ve oradan geri bilgi alması arasında geçen süre de o kadar artar.

Siz oyun oynarken “lag’da kaldım”, “ping arttı”, “ben tuşa bastım ama olmadı” gibi şeyler duyduğunuzda sunucuya erişimde anlık olarak bir dalgalanmanın olduğunu söyleyebiliriz.

 Peki bu durumda ne yapmalı?

Öncelikle, seçilen sunucunun gerçekten performansı yüksek bir sunucu olması gerekiyor. Donanım olarak yeterli bir sistem lazım. Birçok kullanıcı aynı anda sunucuyu ziyaret ettiğinde sistemin geri cevap verebilme yeteneğini kaybetmemesi ya da sekteye uğramaması gerekiyor.

Bir diğer konu ise hızlı bir internet ve bulunduğunuz bölgeye yakın konumlanmış sunucular. Avrupa’ya 70 ms ile ulaşmaya çalışmak yerine, Türkiye’de 15 ms ile ulaşılan sunucular size oyun keyfini çok daha iyi yaşatacaktır. Ayrıca bağlantı yavaşlığından sıkılmayan oyuncular, oyuna ve oyun şirketine bağlılık konusunda daha pozitif olacaklardır.

Counter-Strike, Quake vb. FPS ağırlıklı online oyunlarda başarılı olamamamızın bir nedeni de bu gibi bölge sunucu farkları. Avrupalı oyuncular çok düşük mili saniye değerleriyle yıllardır evindeymiş gibi oynadıkları için daha başarılılar. Bu konuda başarı istiyorsak, oyun firmalarının adım attığı ülkelerde de sunucu desteği sağlaması gerekiyor.

Konuk Yazarımız Hakkında: İlker Karaş

2007 – 2012 yılları arasında Doğuş Yayın Grubu bünyesinde çalıştı. LEVEL, Ürün İnceleme, NTV Bilim, Technopat, HardwarePlus, Fragtist  vb. dergilerde oyun ve teknoloji editörlüğü yaptı. E-spor yazıları hazırladı. Halen Karikocagaming.com’da ve Haber Türk’de yazmakla birlikte Dijital Sporlar’da İş Geliştirme ve Proje Yöneticiliği görevini sürdürüyor.