Dünyada üretilen toplam elektrik enerjisinin yaklaşık %3’ünü veri merkezleri tüketiyor. Bu da yaklaşık 30 milyon kWh elektrik enerjisine denk geliyor. Bu yüzden veri merkezlerinin temel problemi olan soğutma problemi için üretilen çözümler, gün geçtikçe daha da önem kazanıyor. Bu bağlamda Microsoft, okyanus suyunu kullanarak düşük maliyetli, çevre dostu bir çözüm için araştırmalarına devam ediyor.
Bugüne Kadar Neler Yapıldı?
Geçmişten bu yana, bu problem için pek çok çözümler üretiliyor ve hatta belli oranda başarı da sağlanıyor. Bunların en başında, Facebook gibi bazı şirketlerin veri merkezleri için konum seçimlerini soğuk iklime sahip bölgelerden yana kullanması geliyor. Bunun yanı sıra bilişim dünyası, Google’nin yapay zeka ile veri merkezlerinde enerji verimliliğini %15 oranında arttırdığına da şahit olmuştu. Aynı zamanda “Free Cooling” gibi tekniklerle, -Radore gibi- soğutma işlemlerinde özellikle kış aylarında hem daha az elektrik tüketmek, hem de karbondioksit salınımını azaltarak daha çevreci bir veri merkezi haline gelmek mümkün.
Microsoft Ne Yapacak?
Microsoft’un da 2013’ten bu yana bu soğutma sorununa istinaden bir çalışması mevcut. “Project Natick” isimli bu araştırma projesine bir konsol oyunu karakteri olan Leona Philpot’un ismi verilmiş. 2014 yılında Microsoft, suyun altına yerleştirmek için, 300 masaüstü bilgisayar kapasitesindeki kapsül şeklindeki veri merkezini geliştirmeye başlamıştı. 2016 yılında bu su altı veri merkezini test eden Microsoft, testi başarıyla sonuçlandırdıktan sonra, projenin ikinci safhasına geçti.
İskoçya’nın Orkney Adaları yakınlarında, denizin altında uzun vadeli bir test için kullanılan yeni modelde bu sefer; 864 sunucu, 27.6 Petabayt depolama alanı ve 12 raf mevcut. Kapsüller yaklaşık 5 yıl boyunca bakıma ihtiyaç duymayacak şekilde tasarlanmış. Microsoft bu kapsüllerin kıyı bölgelere konumlandırılmasını; dünya nüfusunun yarısının, yani yaklaşık olarak 3.5 milyar insan kıyının 300 kilometre yakınında yaşamasıyla açıklıyor. Aynı zamanda her ne kadar kapsüllerin kendilerine ait soğutma sistemleri olsa da, soğuk okyanus suyu sayesinde soğutma maliyeti göz ardı edilemeyecek seviye düşüyor ve daha çevreci bir çözüm olanağı sağlıyor.
Peki Ya Sonrası?
12 aylık test süreci boyunca Microsoft, güç tüketimi, sıcaklık, nem ve performans gibi verileri kaydedip değerlendirecek. Eğer her şey yolunda ve planlandığı gibi giderse, bu proje bilişim dünyası için devrim niteliğinde bir adım olacak ve gelecekte de buna benzer projeleri görebilmek mümkün olacak.
Konuk Yazarımız Hakkında: Emre Gökgedik |
![]() Teknoloji hakkında bir şeyler öğrenmeyi, üretmeyi ve paylaşmayı kendine ilke edinen Emre Gökgedik, Emrenom.com’da yazılarını paylaşıyor. Bunun yanı sıra, yazılımla da yakından ilgileniyor ve bu alanda da çeşitli projeler üzerinde çalışıyor. |