Radore olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle hem kadınların iş gücüne katılımının önemine hem de bilişim sektöründeki kadınların mevcut durumuna dikkat çekmek istedik. Sizin için bazı bilgileri derledik.
TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 49,8’ini kadınlar oluşturuyor. Bu oran ise 40 milyon 275 bin 390 kişiye denk geliyor. Yani gönül rahatlığıyla ülke nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor diyebiliriz. Nüfusunun yarısı kadın olan bir ülke için kadınların istihdama katılımı ve ayrımcılığa uğramadan her türlü sektörde kendilerine yer bulabilmeleri ise hem iktisadi hem de sosyal hayat için hayati önem taşıyor. Fakat Türkiye’de bazı sektörlerin erkek egemenliğinde olduğu da bilinen bir gerçek. Bilişim Teknolojileri ve özellikle teknik temelli pozisyonlar da bunların arasında yer alıyor.
Eğitimli kadınlar iş gücüne daha çok katılıyor
TÜİK’in hanehalkı iş gücü araştırması verilerini temel alarak Türkiye’deki kadınların çalışma hayatına katılım istatistiklerini değerlendirdiğimizde; 2016 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki kadınların istihdam oranının yüzde 28 olduğu görülüyor. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe iş gücüne katılımları da artıyor. Bunu istatistiklerle ifade etmek gerekirse aşağıdaki gibi bir tabloyla karşılaşıyoruz:
- Okuryazar olmayan kadınların iş gücüne katılım oranı %15,2
- Lise altı eğitimli kadınların iş gücüne katılım oranı %27,2
- Lise mezunu kadınların iş gücüne katılım oranı %33,6,
- Mesleki veya teknik lise mezunu kadınların iş gücüne katılım oranı %41,4
- Yükseköğretim mezunu kadınların iş gücüne katılım oranı %71,3
Kadın yönetici sayısı artıyor ama hala yeterli sayıda değil
Kadın çalışanların herhangi bir ayrımcılığa uğramadan kariyerlerinde yükselebilmeleri ve yönetici kadrolarında kendilerine daha çok yer bulabilmeleri, Türkiye’deki iş hayatının eksikleri arasında yer alıyor. Yine de önceki yıllara göre bu konuda küçük de olsa bir ilerleme olduğu görülüyor. Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadınların oranı 2012 yılında %14,4 iken 2016 yılında ise %16,7 seviyelerinde. Türkiye’deki kadın CEO’ların oranı ise %2 seviyesinde.
TUBİSAD’ın 2017 yılında yayınladığı “2016 Pazar Verileri Raporu”na göre, bilişim sektöründe çalışan kadın oranı %28 olarak belirtiliyor. KPMG’nin Harvey Nash ile gerçekleştirdiği 2017 CIO Araştırması sonuçlarına göre ise teknoloji sektöründeki kadınların kariyerlerinde ilerleyemediği görülüyor. Yüzde 9 olarak belirtilen sektördeki kadın lider oranı son iki yıldır değişmiyor. BT yöneticisi kadın sayısı artmamasına rağmen kadın CIO’ların erkeklere oranla daha fazla zam aldığı belirtiliyor. Tüm bu istatistiklere rağmen teknoloji sektöründe oldukça başarılı işlere imza atan Türk kadın yöneticiler de yok değil.
Dünyaya açılan başarılı kadın liderlerimiz var
Türkiye’de özellikle teknoloji şirketlerinin lider koltuğunda yer alan kadınlara baktığımızda, Oracle Türkiye Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Filiz Doğan, HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, General Electric Türkiye Başkanı Canan Özsoy, Doğan Online ve Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, SAP Türkiye Genel Müdürü Zeynep Keskin, Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Salda Bağdat Bahadır, NCR CEO’su Işıl Hasdemir gibi isimler öne çıkıyor.
Bunun yanında Dell Türkiye Ülke Müdürü görevinden sonra EMEA bölgesine transfer olan Didem Duru, Intel Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı görevinden sonra Silver Spring’de Global Operasyon Başkanı görevini üstlenen Ayşegül İldeniz, Vodafone Grubu Ticari Operasyonlar ve Strateji Dünya Başkanı Serpil Timuray ve Google Katılım Pazarlaması Bölümü Başkanı Esra Güler gibi önde gelen teknoloji şirketlerinin küresel organizasyonlarda yöneticilik yapanlar da mevcut.
Bilişim sektöründe kadın çalışanların çoğalması için formül STEM
Mühendislik ve teknoloji alanında eğitim alan kadınların sayısı arttıkça bilişim ve teknoloji alanındaki istihdam oranları da artıyor. Dolayısıyla STEM olarak da adlandırılan Bilim-Teknoloji-Mühendislik-Matematik temelli eğitim konusunda kadınların katılımının arttırılması teknoloji alanındaki bu eksikliği gidermek için şart. Dünyadan örneklere baktığımızda ise Microsoft’un toplam kadın çalışan oranı yüzde 29.1’ken bunun sadece yüzde 16.6’sı teknik pozisyonlarda çalışıyor. Twitter’daki kadın çalışanların yüzde 10’luk bir kısmı teknik işlerde çalışırken Google’da ise yüzde 17’lik bir kısım teknik işlerde çalışıyor. Türkiye’nin yanında dünyada da teknik pozisyonlarda kadın istihdamının artırılması gerekliliği de ortada.
Fırsat eşitsizliği yaşadığını düşünen kadınların sayısı erkeklerden 4 kat fazla
BT alanında kariyer yapmaya karar veren kadınların aynı niteliklere sahip bir erkeğe göre işe alınma şansı daha düşük oluyor. Bunun temelinde ise ön yargılar yatıyor. McKinsey and Lean-In tarafından yapılan bir araştırmaya göre iş yerinde daha az fırsata sahip olduğunu düşünen kadınların sayısı erkeklere göre 4 kat daha fazla. Özellikle teknik pozisyonlardaki kadınlar, sürekli olarak yeteneklerini ve kapasitelerini ispat etmek durumunda kalıyorlar. Geleneksel olmayan pozisyonlarda çalışan kadınlar, yetkin olamayacak kadar “kadınsı”, ya da sempati duyulmayacak kadar “erkeksi” olarak algılanabiliyorlar ve dolayısıyla kabul görmekte zorlanıyorlar.
Klişe ya da basmakalıp diyebileceğimiz davranış şekillerini ve yaklaşımları kırmak herhangi bir iş ya da sektörde fark yaratmak ve öne çıkmak için en önemli adımlardan birisi. Teknoloji ve bilişimin erkek egemen bir sektör olduğu algısının yıkılması ve bu konudaki tüm ön yargıların engellenmesi gerekiyor. Ada Lovelace, Jean Jennings Bartik, Grace Hopper, Adele Goldberg gibi insanların bilime ve teknolojiye yaptıkları katkıları düşündüğümüzde bu ön yargıların ne kadar yersiz olduğu açıkça görülüyor.
Kaynaklar:
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=27594
https://home.kpmg.com/tr/tr/home/media/press-releases/2017/11/teknoloji-kadin-lidere-mesafeli.html
http://www.turkonfed.org/Files/ContentFile/turkonfed2017-kadin-raporu-1-faz-calisma-sonuclari.pdf